İŞİNDEN KENDİ İSTEĞİYLE AYRILAN KADINA YOKSULLUK NAFAKASI HÜKMEDİLMEZ.

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 2018/ 6836 Esas 2019 / 7645 Karar sayılı 24.06.2019 tarihli kararına göre, kadının kendi rızası ile işten ayrılması istifası halinde, kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilemeyecektir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin bu kararını bizler de yerinde buluyoruz. Ancak davalarda bu hususun belirtilmesi, ispatlanması gerekmektedir. Gözden kaçırılması halinde, hak kayıplarına yol açılabilir.  

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 2018/ 6836 Esas 2019 / 7645 Karar sayılı 24.06.2019 tarihli kararı şu şekildedir : “Dava ve Karar: Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına-kısmen onanmasına dair Dairemizin 18.04.2018 gün ve 2016/15634-2018/5203 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;   6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir. 1-Mahkemece davacı kadının açtığı boşanma davası sonucunda; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadın lehine nafakaya ve tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı tarafların temyizi üzerine Dairemizin 18.04.2018 tarih 2016/15634 Esas ve 2018/5203 Karar sayılı ilamı ile davalı erkeğin süresinde davaya cevap vermediği, vakıa ileri sürme ve delil sunma hakkını kaybettiği, bu nedenle davacı kadına kusur yüklenmesinin doğru olmadığı bu durumda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, davalı erkek süresinde karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde; davalı erkeğe dava dilekçesinin 06.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 16.01.2015 tarihli dilekçesi ile dosyaya hem vekaletnamesini sunduğu hem de cevap süresinin uzatılmasını talep ettiği, mahkemece davalı tarafa cevap dilekçesini sunmak üzere 2 haftalık ek süre verildiği, bunun üzerine davalı vekilinin 30.01.2015 tarihinde süresinde cevap dilekçesini sunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davalı erkek de vakıa ileri sürme ve delil sunma hakkına sahip olduğu gibi mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen olaylara göre tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü ve davacı kadının tazminat taleplerinin reddinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.  Ne var ki bu husus ilk inceleme sarasında gözden kaçırılarak hükmün bozulmasına karar verildiğinden, davalı erkeğin karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairemizin 18.04.2018 tarih, 2016/15634 esas ve 2018/5203 karar sayılı bozma ilamının kusur belirlemesi ve davacı kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine ilişkin 2. ve 3. bentlerinin kaldırılmasına, mahkeme kararının gösterilen sebeple kusur belirlemesi ve davacı kadının tazminat taleplerinin reddi yönlerinden de onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı kadın, dava dilekçesinde bankada çalıştığını, cevaba cevap dilekçesinde ise çalışmakta olduğu işi bıraktığını beyan etmiştir. Dosya içindeki davacı kadının çalıştığı bankadan gönderilen ihbarnamede davacı kadının 19.11.2014 tarihinde işten ayrıldığı bildirilmiş, dinlenen tanıklar da davacı kadının iş akdinin feshedileceğini düşünerek kendisinin istifa ettiğini beyan etmişlerdir. İşinden kendi isteği ile ayrılan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemez. O halde, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası takdiri doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davalı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 18.04.2018 tarih, 2016/15634 esas ve 2018/5203 karar sayılı yoksulluk nafakasına yönelik kısmen onama ilamının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan sebeple hükmün yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle davalı erkeğin karar düzeltme talebinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440-442. maddeleri gereğince kabulüne, Dairemizin 18.04.2018 tarih, 2016/15634 esas ve 2018/5203 karar sayılı ilamının davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik onama ilamı yönünden kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan sebeple yoksulluk nafakası yönünden de BOZULMASINA, 1. bentte gösterilen sebeple Dairemizin 18.04.2018 tarih, 2016/15634 esas ve 2018/5203 karar sayılı kısmen onama-kısmen bozma ilamının kusur belirlemesi ve davacı kadının reddedilen tazminat talepleri yönünden bozma kararlarının kaldırılmasına, kusur belirlemesi ve davacı kadının reddedilen tazminat talepleri yönünden hükmün ONANMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliği ile karar verildi.

Yargıtayın aynı minvalde başka kararları da bulunmaktadır. Yargıtay’ın 2.Hukuk Dairesi 2014/ 58 Esas  2014 / 10282 Karar sayılı  05.05.2014 Karar Tarihli kararında da işinden kendi isteğiyle ayrılan kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilemeyeceğinden bahsedilmektedir.

Yargıtay’ın 2.Hukuk Dairesi 2014/ 58 Esas  2014 / 10282 Karar sayılı  05.05.2014 Karar Tarihli kararı şu şekildedir :Dava ve Karar: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; boşanma davası ve fer’ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden, davacı kadının yargılama sırasında işe girip çalıştığı işinden 21.09.2013 tarihinde ayrıldığı anlaşılmaktadır. Kendi isteği ile işinden ayrılan tarafa yoksulluk nafakası verilemez. Davacının bu işten kendi isteğiyle ayrılıp ayrılmadığı hususu araştırılıp sonucuna göre davacının yoksulluk nafakası talebi ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple onanmasına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile, karar verildi. 05.05.2014”

Yargıtay’ın 2.Hukuk Dairesi 2012/ 19068 Esas  2013 / 5161 Karar sayılı  27.02.2013 Karar Tarihli kararında da işinden kendi isteğiyle ayrılan kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilemeyeceğinden bahsedilmektedir.

Yargıtay’ın 2.Hukuk Dairesi 2012/ 19068 Esas  2013 / 5161 Karar sayılı  27.02.2013 Karar Tarihli kararı şu şekildedir: Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Karar: 1- Mahkemece davalı koca kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı kadının Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığın 2012/5581 nolu soruşturma dosyasında verdiği ifadesinde dava dışı ….. ‘le birlikte olduğunu kabul ettiği; bu durumda her iki taraf da sadakatsiz olup boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulünün gerektiği anlaşılmaktadır. Hal böyleyken davalı kocanın ağır kusurlu olduğunun kabul edilmesi doğru değil ise de; davalının davacı ile aynı oranda kusurlu olduğu gerçekleştiğine göre, verilen boşanma kararı bu sebeple sonucu itibarıyla doğru olup, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanma hükmünün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle onanmasına (HUMK. md. 438/son) karar vermek gerekmiş ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. 2- Tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduğu, yukarıdaki bentte belirlendiğine göre, eşit kusurlu davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup (TMK. md. 174/1-2) bozmayı gerektirmiştir. 3- Sosyal Güvenlik Kurumundan 16.2.2012 tarihinde gelen yazıda davacı kadının sigortalı olarak çalışırken dava sırasında 13.12.2011 tarihinde kendi isteğiyle işinden ayrıldığı toplanan delilerden anlaşılmaktadır. Boşanma davası sırasında kendi isteğiyle işinden ayrılan taraf yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemez. Bu husus gözetilmeden davacı yararına aylık irat biçiminde yoksulluk nafakası takdir edilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3 bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.Sizlerin de Konya ‘da aile hukuku ve boşanma davalarıyla ile ilgilenen bir avukata ihtiyacınız var ise bizlere ulaşabilirsiniz.

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir