bilisim-sistemiyle-dolandiricilik

BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN, BANKA VEYA KREDİ KURUMLARININ ARAÇ OLARAK KULLANILMASI SURETİYLE DOLANDIRICILIK SUÇU VE CEZASI (TCK 158/1-F )

BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN, BANKA VEYA KREDİ KURUMLARININ ARAÇ OLARAK KULLANILMASI SURETİYLE DOLANDIRICILIK SUÇU VE CEZASI (TCK 158/1-F )

Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanunu’nun 157. Maddesinde düzenlenmiştir. 157. Maddede dolandırıcılık suçunun basit hali düzenlenmiş olup, hile ile aldatıp, kendisi ve başkasına yarar sağlamayı bir yıl ile beş yıl arası hapis cezası ve beşbin güne kadar da adli para cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür. Bununla birlikte 158. Maddede ise Nitelikli Dolandırıcılık başlığı ile dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir. Bizler de bu yazımızda sizlere dolandırıcılık suçunun nitelikli hali olan “ Bilişim Sistemlerinin, Banka Veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık “ suçundan bahsedeceğiz. Bu suç türü karşımıza daha çok sahte çek, sahte senetle birlikte yapılan dolandırıcılık eylemleri veya interenet ortamında yapılan eylemlerde çıkmaktadır. Dolandırıcılık suçları da, mutlaka bir avukat vasıtası ile takip edilmesini tavsiye ettiğimiz suçlardandır. Sizlerin de bu konuda bir avukata ihtiyacınız olursa bizlerle iletişime geçebilirsiniz.

  •  Öncelikle madde metnini sizinle paylaşıp, daha sonra cezasından bahsedip, daha sonra ise emsal kararlar paylaşacağız.

Türk Ceza Kanunu’nun Nitelikli Dolandırıcılık başlığıyla yer alan  158. Maddesi :

Madde 158- (1) Dolandırıcılık suçunun;

a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,

b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,

c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,

e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,

f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,

g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,

h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,

i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,

j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,

k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,

l) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,

İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.” şeklindedir.

Öncelikle madde gerekçesinde yer alan ,bu nitelikli halin gerekçesini sizlerle paylaşalım. Gerekçesi : “…Birer güven kurumu olan banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması, dolandırıcılık suçunun işlenmesi açısından önemli bir kolaylık sağlamaktadır. Banka ve kredi kurumları açısından dikkat edilmesi gereken husus, bu kurumları temsilen, bu kurumlar adına hareket eden kişilerin başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleridir.” şeklindedir.

Görüldüğü üzere gerekçede bankaların güven kurumu olması ve dolandırıcılık suçunun bu güvenle daha kolay işlenebilmesinden bahsedilmektedir. Banka ve kredi kurumları noktasında özel bir açıklama yapılmış ve bu kurumlar adına hareket edilmesi hususuna değinilmiştir. Bir de Ceza genel kurulunda bu nitelikli halin nasıl açıklandığına bakalım.

Bilişim Sistemlerinin, Banka Veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçu. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun2022-204 E.  2022-749 Karar 29.11.2022 Tarihli ilamında şu şekilde açıklanmaktadır :

“Dolandırıcılık suçunun bu nitelikli hâlinin kabulü ilk defa 5237 sayılı TCK ile olmamıştır. 765 sayılı TCK’nın 504. maddesinin üçüncü fıkrasında da aynı şekilde dolandırıcılığın banka veya kredi kurumlarının vasıta olarak kullanılması suretiyle işlenmesi cezayı ağırlaştıran bir neden olarak kabul edilmiştir. Bu ağırlaştırıcı neden 765 sayılı TCK’ya 21.11.1990 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3679 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle eklenmiş, değişiklik gerekçesinde de; \”Dolandırıcılık fiilin …banka veya kredi kurumunun …vasıta olarak kullanılması suretiyle işlenmesi halinde kandırıcı niteliği fazla olacağından, bu durum nitelikli hal olarak kabul edilmiş bulunmaktadır.\” açıklaması yapılmıştır.

Görüldüğü üzere gerek 765 gerekse 5237 sayılı TCK bakımından kanun koyucu banka veya kredi kurumlarına duyulan güven nedeniyle, bunlar aracı kılınarak gerçekleştirilen eylemlerde, hilenin daha kolay gerçekleşmesi bankaya duyulan güvenden mağdur ya da mağdurların araştırma eğiliminin azalması ya da tümü ile ortadan kalkması nedeniyle, eylemlerin aldatıcı niteliklerini göz önüne alarak nitelikli dolandırıcılık olarak düzenlemiş ve daha ağır bir yaptırıma tâbi tutmuştur.

Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken banka veya diğer kredi kurumunun mutat faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten süjelerinden yararlanılması ya da banka ve kredi kurumlarının mutat faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılması gerekmektedir.

Banka ve diğer kredi kurumlarının olağan faaliyet konuları 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 4. maddesinde sayılmış olup bunlara; mevduat kabul etmek, kredi vermek, çek ve diğer kambiyo senetlerinin iştirası (alım satımı), kredi kartları, banka kartları ve seyahat çekleri gibi ödeme vasıtalarının ihracı ve bunlarla ilgili faaliyetlerin yürütülmesi işlemlerini örnek göstermek mümkündür.

Banka ve diğer kredi kurumlarının maddi varlıkları ise; adı geçen kurumlara ait dekont, teminat mektubu, basılı evrak, kimlik belgesi, giriş kartı, banka cüzdanı, çek, kredi kartı gibi ilgili kurumda etkin işlevi bulunan maddi varlıklardır. Kullanılan maddi varlığın belge niteliğinde bulunması şart olmayıp belge niteliğinde olanların da özel belge niteliğinde olması ile resmî belge niteliğinde olması arasında bir fark bulunmamaktadır.”

Yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu:2018-51 Esas2021-68 Karar 02.03.2021 Tarihli ilamında ise şu şekilde açıklanmaktadır :

Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğü’nde, “elektronik beyin” veya “bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş sistem” olarak adlandırılan bilgisayar; “çok sayıda aritmetiksel veya mantıksal işlemlerden oluşan bir işi önceden verilmiş bir programa göre yapıp sonuçlandıran, bilgileri depolayan elektronik araç, elektronik beyin” anlamına gelmektedir. İnternet ise, dünya üzerindeki milyonlarca bilgisayarın birbirlerine bağlanmaları ile oluşan global bir bilgisayar ağları sistemini ifade eder. Bilişim de; “insanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi, bilginin elektronik cihazlarda toplanması ve işlenmesi bilimi” olarak tanımlanmaktadır. Yerleşmiş yargısal kararlar ve öğretideki baskın görüşlere göre de, bilişim sisteminin, verileri toplanıp yerleştirdikten sonra otomatik işleme tabi tutma imkânı veren manyetik sistemler olduğu kabul edilmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda bilişim suçları; “Bilişim alanında suçlar” bölümünde düzenlenmekle beraber ayrıca, çeşitli bölümlerde de bilişim sistemleriyle işlenmesi mümkün olan suç tiplerine yer verilmiştir. “Bilişim alanında suçlar” bölümünde yer alan 243. maddesinde bilişim sistemine girme, 244. maddesinde sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, 245. maddesinde banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçları düzenlenmiştir. Bunun yanında, “Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar” bölümünde yer alan 135. maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesi, 136. maddesinde kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, 138. maddesinde ise verilerin yok edilmemesi suçları bilişim suçu olarak nitelendirilebilecek şekilde düzenlenmiştir. Öte yandan, 132. maddesinde haberleşmenin gizliliğini ihlal, 124. maddesinde haberleşmenin engellenmesi, 125. maddesinin ikinci fıkrasında hakaret, 142. maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendinde hırsızlık, 158. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde dolandırıcılık, 226. maddesinde müstehcenlik, 163. maddesinde karşılıksız yararlanma suç tiplerinin bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmeleri mümkün kabul edilmiştir.

Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişiye ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkânını azaltması nedeniyle nitelikli hâl sayılmıştır.

Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması hâlinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi hâlde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.”

  • Bilişim Sistemlerinin, Banka Veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçunun Cezası Ne Kadardır ?

Normalde nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası 3 yıldan 10 yıla kadar ve beş bin güne kadar hapis cezası iken, bu nitelikli halin alt sınırı 4 yıl az hapis cezasından ve elde edilen maddi menfaatin iki katı adli para cezasından daha az olamamaktadır. Dolayısıyla 4 yıl ile 10 yıl hapis cezası ve elde edilen menfaatin iki katından az olmamak üzere beş bin güne kadar da adli para cezası olarak belirtebiliriz.

  • Bilişim Sistemlerinin, Banka Veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçunda Görevli Mahkeme Neresidir ?

158. maddede düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçlarında görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemeleridir.

  • Bilişim Sistemlerinin, Banka Veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçunda Etkin Pişmanlıktan Faydalanılabilir mi ?

Faydalanılabilir. Malvarlığına ilişkin suçlarda etkin pişmanlık hükümleri TCK 168’de düzenlenmiştir. TCK’nın 168. Maddesi “(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.

(3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.

(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.” şeklindedir.

Madde metninden de anlaşılacağı üzere, soruşturma aşamasında mağdurun zararının karşılanması halinde 2/3 indirim yapılmaktadır. Kovuşturma aşamasına geçildikten sonra karşılanması halinde ise yarı oranında indirim yapılmaktadır. Maddenin 4. Fıkrasından anlaşıldığı üzere zarar karşılama kısmi olarak yapılırsa, o zaman mağdurun rızası aranmaktadır.

  • Bilişim Sistemlerinin, Banka Veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçunda HAGB kararı verilebilir mi ?

Tabi ki verilebilir. Suçun alt sınırı düşünüldüğünde soruşturma aşamasında ve kovuşturma aşamasında zararın karşılanması halinde, cezanın alt sınırdan verilmesi ve TCK’nın 62. Maddesinde düzenlenen indirimin yapılması halinde, sonuç cezanın iki yılın altına düşmesi ve HAGB’nin diğer şartlarının da oluşması halinde, HAGB kararı verilebilecektir.

  • Bilişim Sistemlerinin, Banka Veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçu Uzlaşmaya Tabi Midir ?

TCK 157’de düzenlenen dolandırıcılık suçu uzlaşmaya tabi olmakla birlikte, 158. Maddede düzenlenen Nitelikli dolandırıcılık suçu uzlaştırmaya tabi değildir.

  • BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN, BANKA VEYA KREDİ KURUMLARININ ARAÇ OLARAK KULLANILMASI SURETİYLE DOLANDIRICILIK SUÇU EMSAL KARARLAR

SAHTE ÇEK KULLANMAK RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK VE BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN, BANKA VEYA KREDİ KURUMLARININ ARAÇ OLARAK KULLANILMASI SURETİYLE DOLANDIRICILIK SUÇUNU OLUŞTURUR.

Yargıtay 11.Ceza Dairesi’nin  :2021-31028 Esas 2023-4844 Karar 06.06.2023 Tarihli kararı şu şekildedir :

1. Sanık …’nun, katılan …’nun yetkilisi olduğu … Yağ San. Ltd. Şti.den almış olduğu yağlara karşılık suça konu tamamen sahte oluşturulmuş çeki verdiği, çekin arkasındaki ilk cironun sanık … ve diğer sanık … ile birlikte işlettikleri Bizim Yapı Malzemeleri isimli şirkete ait olduğu, her üç sanığın fikir ve eylem birliği ile hareket ederek suça konu sahte çeki temin ettikleri ve sanık …’in de çekin sahte olduğunu bilerek katılandan aldığı mal karşılığında verdiği iddiasıyla sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik ve bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından kamu davaları açılmıştır.

2. Sanık …, suça konu çeki, araç sattığı sanık …’dan aldığını ve mal aldığı katılana verdiğini, çekin sahte olduğunu bilmediğini; sanık …, sanık … ile birlikte nalburiye işi yaptıklarını, suça konu çeki kendilerinden malzeme alan …. isimli kişiden aldıklarını ve sanık …’den satın aldığı araç karşılığında ona verdiğini; sanık … ise; suça konu çeki sattıkları malzemeler karşılığında …. isimli kişiden aldıklarını, iş yerinin kendi adına kayıtlı olması nedeniyle çeki kendisinin ciroladığını ve sanık …’ın sanık …’den aldığı araç karşılığında çeki ona verdiğini beyan etmişlerdir.

3. Katılan beyanında; suç tarihinde sanık …’in yanında sanık … olduğunu düşündüğü kişi ile birlikte geldiğini, satın aldığı zeytinler karşılığında suça konu çeki kendisine bıraktıklarını, birkaç gün sonra da sanık …’in tek başına gelerek zeytinleri götürdüğünü beyan etmiştir.

4. Mahkemece, sanıkların sahte olarak düzenlenmiş çeki bu özelliğini bilerek tedavüle koyup kullanmak suretiyle, katılandan haksız menfaat temin ettiklerinin, katılan beyanı, sanık …’nun tevil yollu ikrarı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile sabit kabul edilerek, temyize konu mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur. IV. GEREKÇE A. Sanık … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden :  1. Sanıklar … ve …, suça konu çeki …. isimli kişiden aldıklarını beyan etmişlerse de; çekin adı geçen sanıkların sahibi olduğu Bizim Yapı Malzemeleri isimli şirket emrine düzenlenmiş olması, …. isimli kişi ile yaptıkları ticaretin varlığına dair bir belge sunamamaları, sanık …’ın soruşturma evresinde, çeki sanık …’in kendisine getirerek birlikte Edremit’e gitmeyi teklif ettiği ve sanık …’in çeki 1.000,00 TL’ye satın aldığı yönündeki ve sonradan Mahkeme sorgusunda değiştirdiği beyanı ile katılanın anlatımları birlikte değerlendirdiğinde, sanığın temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. 2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık hakkında kurulan hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.”

KUYUMCUDA EFT TALİMATINI MESAJINI GÖSTEREREK BİLEZİK ALAN KİŞİNİN EYLEMİ, BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN, BANKA VEYA KREDİ KURUMLARININ ARAÇ OLARAK KULLANILMASI SURETİYLE DOLANDIRICILIK SUÇUNU OLUŞTURMAYIP, BASİT DOLANDIRICILIK SUÇUNU OLUŞTURUR.

Yargıtay 15.Ceza Dairesi:2018-4177 Esas 2018-5829 Karar sayılı 24.09.2018 Tarih’li kararı şu şekildedir :

Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.

Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için de dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.

Sanığın hesap bakiyesinde parasının olmadığını bildiği halde internet bankacılığı yoluyla gerçekleştirdiği EFT işlemi ile talimatının alındığına dair banka mesajını mağdura göstererek ondan 4.400,00 TL değerindeki bilezikleri almaktan ibaret eyleminde, sanığın kendi telefonundaki işlemleri göstermek dışında bir davranışı bulunmamasının yanı sıra şikayetçiyle yüz yüze bir araya gelerek alışveriş yapması nedeniyle TCK’nın 158/1-f maddesinde yer alan banka veya bilişim sistemlerinin aracı olarak kullanılmasından söz edilemeyeceğinin anlaşılması karşısında; aynı kanunun 157/1. maddesinde yer alan dolandırıcılık suçunun oluştuğu yönündeki mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 29.11.2016 tarih ve 2016/118-372 sayılı hükme yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE

İNTERNET ORTAMINDA, SİTELERDE İLAN VEREREK UYGUN FİYATA GARANTİLİ ELEKTRONİK CİHAZ İLANI VEREN, SONRA MALI TESLİM ETMEYEN KİŞİNİN EYLEMİ  BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN, BANKA VEYA KREDİ KURUMLARININ ARAÇ OLARAK KULLANILMASI SURETİYLE DOLANDIRICILIK SUÇUNU OLUŞTURUR.

Yargıtay 15.Ceza Dairesi 2015-12897 Esas  2015-32059 Karar 10.12.2015 Tarihli kararı şu şekildedir :

İnternet ortamında, muhtelif sitelerde verilen ilanlarla kendilerini ….. Personeli (genel) olarak tanıtan ve garantili-faturalı uygun fiyata elektronik cihazlara ulaşma vaadinde bulunan kişilerle telefon aracılığı ile irtibata geçen ve vaatlere inanan katılanın, varılan sözlü anlaşma doğrultusunda almak istediği malın bedeli olarak, kendisine mesaj yoluyla gönderilen ve sanığa ait olduğu anlaşılan banka hesap numarasına 1.000 TL göndermesine (bu paranın 29.04.2014 tarihinde ATM’den çekilmesine) rağmen, istediği malı alamaması şeklinde gerçekleşen eylemin “nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda; atılı suçun sübut bulduğuna yönelik mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Sonuç: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA

SAHTE ÇEKİN VEYA SENEDİN ÖNCEDEN DOĞAN BORCA KARŞILIK VERİLMİŞ OLMASI HALİNDE DOLANDIRICILIK SUÇU OLUŞMAZ.

Yargıtay 15.Ceza Dairesi 2013-18589 Esas 2015-31471 Karar 26.11.2015 Tarihli kararı şu şekildedir :

Tekstil atölyesi işlettikleri bildirilen sanık S. ve kardeşi- sanık K.’ın, açık kimlik ve adresini bilmedikleri (soruşturma evresinde de kendisine ulaşılamayan) F. adlı kişiye sattıkları mal karşılığı aldıklarını savundukları, suça konu; mağdur İ.. U..’ın, İşbankası-Milas şubesi nezdindeki hesabından üretilmiş gibi görünen, 20.09.2009 (Milas) keşide tarihli, … seri no.lu, 8.250 TL bedelli, hamiline düzenlenmiş, birinci cirantası “R. O.” olarak yazılı kişi olan ve banka … şubesinin 22.11.2010 tarihli cevabı yazısı içeriğine göre de “aldatıcılık kabiliyetini haiz olduğu” tespit olunan sahteliğini bildikleri ve çek yaprağını (F. veya kendi ciroları, çekin ön-arka yüzünde yazı-imzaları olmaksızın) 20.08.2009 tarihli tutanaklar kapsamında isimleri geçen A.. G.., D.. Ö.., H.. Ö.., H. ., N. G. adlı şahıslar vasıtasıyla, şikayetçi İşbankası Buca (İzmir) şubesine tahsil amaçlı ibrazını sağlayıp haksız yarar sağlamaya kalkışmaları eylemlerinin “nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;

Bilirkişi raporu ve mağdurların beyanları ile dosya kapsamı nazara alındığında yüklenen suçların sanık Kenan tarafından işlenmediğini, “nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs” suçundan sanık S. hakkında açılmış kamu davasında ise; dava konusu sahte çekin “önceden doğmuş borca karşılık verilmiş olması” sübut bulduğundan atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığını, bu nedenlerle “beraat” kararları verilmesi gerektiğini takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamalarında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Sonuç: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sanıklar hakkındaki “beraat” hükümlerinin ONANMASINA,”

KAPARO DOLANDIRICILIĞI DA BANKA VEYA KREDİ KURUMLARININ ARAÇ OLARAK KULLANILMASI SURETİYLE DOLANDIRICILIK SUÇUNU OLUŞTURUR.

Yargıtay 15.Ceza Dairesi  2013-9591 Esas  2015-22310 Karar 11.03.2015 Tarihli kararı şu şekildedir :

Somut olayda; sanığın, sahibinden.com isimli internet sitesine bir araç satışı ilanı verdiği, buraya yazdığı telefon numarasını arayan kişilerden 100 TL kapora istediği, kaporanın posta çeki hesabına ya da … bankasına ait hesap numarasına yatırılmasını istediği, katılanın sanıkla görüştükten sonra sanığın posta çeki hesabına 100 TL parayı yatırdığı, ancak sonrasında sanığa ulaşamadığı şeklinde gelişen eylemin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 02.04.2013 gün ve 15-1293/111 sayılı kararında belirtildiği üzere 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen “bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu yönündeki kabul ve uygulamada bir isabetsizlik görülmemiştir.”

Sizlerin de Bilişim Sistemlerinin, Banka Veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık suçu konusunda bir avukata ihtiyacınız olursa bizlerle iletişime geçebilirsiniz. Önemle belirtmeliyiz ki danışmanlık ücreti alınmadan sorulara cevap verilmemektedir. Diğer yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir