zimmet-sucu-beraat-kararlari

ZİMMET SUÇU BERAAT KARARLARI (TCK 247 )

ZİMMET SUÇU BERAAT KARARLARI

Zimmet Suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 247. Maddesinde düzenlenmiştir. İnternet kullanıcıları tarafından Zimmet suçu ile ilgili “zimmet suçu beraat kararları” şeklinde aramalar yapılmaktadır. Bizler de öncelikle madde metnini paylaşıp, daha sonra zimmet suçu beraat kararlarını sunacağız.  Madde metni şu şekildedir :

Madde 247- (1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir.

İgili kanun maddesini sunduktan sonra zimmet suçu beraat kararlarını da sizlerle paylaşıyoruz.

ZİMMET SUÇU BERAAT KARARLARI

  • KÖY MUHTARI OLARAK GÖREV YAPAN SANIĞIN, KENDİSİNE VERİLEN PARAYI ŞAHSİ İŞLERİ İÇİN KULLANDIĞINA DAİR KESİN, TARAFSIZ, İNANDIRICI VE MAHKUMİYETİNE YETERLİ DELİL BULUNMADIĞI ANLAŞILMAKLA, SANIĞIN BERAATİNE KARAR VERİLMELİDİR.

Yargıtay  5. Ceza Dairesi’nin  2016/11386  Esas  2018/5253 Karar  Sayılı 11-07-2018 Tarihli ilamı şu şekildedir.

Köy muhtarı olarak görev yapan sanıgın, … isimli kisi tarafından köye yardım amacıyla kendisine verilen parayı sahsi islerinde kullanıp köy bütçesine gelir olarak kaydetmedigi müsteki … ve tanıklar … ve … tarafından iddia olunmus ise de; tanık …’ın asamalarda degisen beyanları, avans ücreti teslim tutanagında imzaları bulunan tanıklar …, … ve …’nun bahsi geçen miktarları avans olarak sanıktan aldıklarını dogrulamaları ve sanıgın asamalardaki degismeyen beyanları, …’dan aldıgı parayı yine adı geçenin isçilerine avans olarak vermis olması,

 tanıklar … ile … arasında düzenlenen paranın köy bütçesine yardım amacıyla verildigine dair tutanakta sanıgın imzasının bulunmaması ve içerigini de kabul etmemesi karsısında, iddianın süpheli kaldıgı, ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet kararının verilebilmesi için suç olusturan fiilin sanık tarafından islendiginin hiçbir kuskuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak biçimde kanıtlanması ve süphenin masumiyet karinesinin geregi olarak sanık lehine degerlendirilmesi gerektigi (Anayasa m.38/4, Insan Hakları Avrupa Sözlesmesi m. 6/2, Insan Hakları Evrensel Beyannamesi m. 11, Medeni ve Siyasi Haklar Sözlesmesi m.14/2),

sanıgın kendisine tanık … tarafından teslim edilen parayı köy bütçesine destek amacıyla aldıgına dair müsteki … ve tanıklar … ve … beyanları dısında iddiayı dogrulayan ve sanıgın zimmet suçunu isledigini gösteren savunmasının aksine kesin, tarafsız, inandırıcı ve mahkumiyetine yeterli delil bulunmadıgı anlasılmakla, süpheden sanık yararlanır ilkesi geregince beraati yerine,

 yine sanıgın eyleminin zimmet suçunu olusturdugunun kabul edilmesi halinde ise Dairemizin 25/02/2014 gün, 2012/15211 Esas, 2014/2025 Karar sayılı bozma ilamına uyuldugu halde geregi tam olarak yerine getirilmeyerek, bu kapsamda bozma ilamında belirtildigi üzere, sanıgın görev süresi itibarıyla köyün tüm gelir ve giderlerinin karsılastırılarak bilirkisi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektigi gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı sekilde mahkumiyet hükmü kurulması,

Kabule göre de; Yüklenen suçu TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle isleyen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında, aynı Kanunun 53/5. maddesi geregince hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiginin gözetilmemesi, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüge girmis olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden degerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,

Sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasına ragmen kamu davasında kendisini vekille temsil ettiren katılan Hazine lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi geregince vekalet ücretine hükmedilmemesi, Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet Savcısı, katılan Hazine vekili ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldügünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA”  

                                               *ZİMMET SUÇU BERAAT KARARLARI**

zimmet-sucu-beraat-kararlari

**ZİMMET SUÇU BERAAT KARARLARI**

  • ZABIT KATİBİNİN, YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜNÜN KENDİSİ VERDİĞİ PARALARIN TESLİMİ HUSUSUNDA GÖREVLENDİRİLMESİNİN MÜMKÜN OLMADINDAN, ZİMMET SUÇU OLUŞAMAZ. BURADA GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU OLUŞUR.

Yargıtay  5. Ceza Dairesi’nin  2018/447  Esas  2021/1645 Karar  Sayılı 07-04-2021 Tarihli ilamı şu şekildedir.

Yazı isleri müdürleri ile mübasirlerin görev, sorumluluklarını düzenleyen ve suç tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliginin yazı isleri müdürünün görevlerine iliskin 6/3-h maddesindeki ”Harcın hesaplanması ve hukuk mahkemeleri veznesi bulunmayan yerlerde tahsiline iliskin islemleri yapmak” hükmü ve mübasirin görevlerine iliskin 6/5-e maddesindeki ”Müzekkereler ve tebligatların ilgili kurum ya da kisilere ulasmasını saglamak üzere posta ve zimmet islemlerini yerine getirmek” ile zabıt katibinin görevlerine iliskin 6/4-h maddesindeki

“Mevzuattan kaynaklanan veya hakim ya da yazı isleri müdürünün verecegi diger görevleri yerine getirmek”, yine suç tarihinden sonra yürürlüge giren Bölge Adliye ve Adli Yargı Ilk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet  Bassavcılıkları Idari ve Yazı Isleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeligin yazı isleri müdürünün görevlerine iliskin 169/3-g maddesindeki benzer hüküm ile aynı maddenin 7. fıkrasındaki ”Yazı isleri müdürü, yerine getirmekle yükümlü oldugu görevleri yazı isleri hizmetlerinde görevli personele devredemez”,

4. fıkrasındaki zabıt katibinin ve 5. fıkrasındaki mübasirin görevlerine iliskin önceki yönetmelikle benzer düzenlemeler ile 263. maddesindeki ”Bu Yönetmelikte açık hüküm bulunmayan hâllerde Adalet Bakanlıgı ve ilgili kurumlarca yürürlüge konulan diger yönetmeliklerin ilgili hükümleri uygulanır” hükmü ısıgında 11/07/2015 tarihli Bölge Idare Mahkemeleri, Idare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Idari Isler Ile Yazı Isleri Hizmetlerinin Yürütülmesi Usul ve Esaslarına Iliskin Yönetmeligin harç ve masrafları almaya yetkili olanlara iliskin düzenlemesini içeren 89. maddesindeki

**ZİMMET SUÇU BERAAT KARARLARI**

”Ön büro teskilatı bulunan yerlerde bu is yalnızca veznedara aittir. Zabıt kâtipleri, memurlar veya mübasirler, bir islemin ifası için ödenmesi gerekli harç ve masrafları is sahiplerinden alamazlar. Harç ve masrafların tahsili isi kendisine verilmis olan yazı isleri müdürü, görev sebebiyle yerinden ayrıldıgı zaman is sahiplerinin beklememesi için baskanın onayı ile önlem alır” ve son olarak da suç tarihinde yürürlükte bulunan Adalet Bakanlıgı Teftis Kurulu Yönetmeliginin mahkeme veznelerinin denetimine iliskin 67/1. maddesindeki ”Mahkeme veznelerinin sayım ve hesapların kontrolü ile denetimi bu Yönetmeligin Dördüncü Kısmının Birinci, Ikinci ve Üçüncü Bölümlerinde gösterilen esaslar dairesinde yapılır.

Banka ve PTT vasıtasıyla mahkemelere gönderilen ve mutemet defteri ile yazı isleri müdürleri tarafından bu yerlerden alınan paralar vezne kayıtlarıyla karsılastırılır” seklindeki düzenlemeler hep birlikte degerlendirildiginde; Ayvacık Asliye Hukuk ve Icra Hukuk Mahkemelerinde zabıt katibi olarak görev yapan sanıgın, tebligat ve bilirkisi raporu masrafları olarak yazı isleri müdürü tarafından kendisine verilen paraların teslimi hususunda görevlendirilmesinin yasal olarak mümkün olmaması karsısında, suça konu paralar kendisine görevi nedeniyle tevdi edilmis sayılamayacagından, eyleminin zimmet suçunu degil, hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma suçunu olusturacagı gözetilmeden,

yanılgılı degerlendirme sonucu yazılı sekilde hüküm kurulması,

Kabule göre de; Iddianamede sevk maddeleri arasında TCK’nin 247. maddesinin 3. fıkrasının bulundugu ve bu durum sanık lehine oldugu halde, talep konusu maddenin uygulanmama ihtimaline binaen sanıga ek savunma hakkı verilmemesi, TCK’nin 247/1, 249, 43, 248, 62. maddelerinin bu sıra dahilinde uygulanması gerektigi gözetilmeyerek aynı Kanun’un 61. maddesine aykırı davranılması,

Yüklenen suçu TCK’nin 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle isledigi kabul edilen sanık hakkında, aynı Yasa’nın 53/5. maddesi geregince “cezasının infazından sonra islemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına” karar verilmesi yerine, infazda tereddüde neden olacak biçimde ve “TCK’nin 53/1. maddesinde sayılan memuriyet hak ve yetkisinin kullanılmasının yasaklanmasına” seklinde sınırlı uygulama yapılması,

Sonuç: Kanuna aykırı, sanık müdafin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüs oldugundan 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA

**ZİMMET SUÇU BERAAT KARARLARI**

  • MAHKEMEDE KAYBOLAN PULLARIN SANIK TARAFINDAN ALINDIĞINDA DAİR GÖRGÜ OLMAMASI, KALEME YERLEŞTİRİLEN KAMERA KAYDININ HUKUKA AYIRI DELİL OLDUĞU,  MAHKEME PERSONELİNİN VARSAYIMI VE KUŞKUSUNDAN İBARET OLDUĞU, TUTANAK TUTULMAMASI VE KESİN İNANDIRICI SOMUT DELİL BULUNMAMASI NEDENİYLE ZİMMER SUÇU BERAAT KARARI

Yargıtay  5. Ceza Dairesi’nin  2014/4482 Esas  2014/7580 Karar  Sayılı 10-07-2014 Tarihli ilamı şu şekildedir.

“Karar: Yazı Isleri Müdürü olan sanıgın 12/12/2008 ve 25/04/2011 tarihlerinde masraf için bırakılan posta pullarını zimmetine geçirdigi gerekçesiyle verilen 22/02/2012 gün ve 2011/332-2012/55 sayılı hükmün, Dairemizin 04/04/2013 tarih ve 2012/15238-2013/2735 sayılı kararı ile bozuldugu, bozma ilamında kaleme yerlestirilen kamera kaydının Anayasanın 38 ve CMK’nın 206/2-a maddelerine göre kanuna aykırı elde edilmis delil niteliginde oldugu ve hükme esas alınamayacagı vurgulanarak,

mahkeme Hakimi ……….  ……  ‘un tanık olarak dinlenmesi ve kamera görüntüsü dısındaki diger delillerle birlikte bu beyanın degerlendirilerek bir sonuca varılması gerektiginin belirtildigi, mahkemece bozmaya uyulması üzerine tanıklıgına basvurulan hakimin beyanında personelin pulların kaybolmasından yakındıgını, sanıktan kuskulandıklarını, ancak görgüye dayalı bir bilgisinin olmadıgını, görgüsünün kamera kaydına dayandıgını,

dosyalardan kaybolan pullara iliskin bir tespit veya tutanak tutmadıklarını ifade ettigi, bu ifade karsısında sanıgın atılı suçu isledigine dair mahkemenin katipleri ve mübasirinin süpheye ve varsayıma baglı ifadeleri ile özellikle katip ….. …. .’in üç yıl sonra gündeme getirdigi kuskulu beyanı dısında delil bulunmadıgı, keza kayboldugu iddia edilen pulların hangi dosyaya ait oldugu, hangi islem için taraflardan alındıgının tespitinin de yapılmadıgı ve tüm bu hususlar birlikte degerlendirildiginde

sanıgın zimmet suçunu isledigine dair dosyada her türlü süpheden uzak somut ve tarafsız delil olmadıgı gözetilerek beraetine karar verilmesi gerekirken,

yazılı sekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Kabule göre de; Kısa süreli olmayan hapis cezasına mahkumiyetin sonucu olarak TCK’nın 53/3. maddesi hükmü de gözetilerek 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarına hükmolunmaması, Sonuç: Kanuna aykırı, sanık müdafii ve Yerel C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüs oldugundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile kazanılmıs hak hükümleri de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326. maddeleri geregince BOZULMASINA

**ZİMMET SUÇU BERAAT KARARLARI**

  • ZİMMET KASTININ OLMAMASI NEDENİYLE BERAAT KARARI – GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU OLUŞACAĞI YÖNÜNDE YARGITAY KARARI

Yargıtay  5. Ceza Dairesi’nin  2013/1835 Esas  2014/5596 Karar  Sayılı 21-05-2014 Tarihli ilamı şu şekildedir.

Sanıgın, ………. Orman Isletme Sefligi tarafından 2008 yılı içerisinde köy muhtarlıgına verilen agaç kesim islerinin ihalesini alan katılanlar …… ve …….’den ihale bedeli olarak aldıgı 8.750 TL. meblaglı senede alacaklı olarak köy tüzel kisiligi yerine kendi ad ve soyadını yazması nedeniyle katılanlar tarafından ………. 2. Asliye Hukuk Mahkemesine aleyhine menfi tespit davası açılmasına, davanın kabul ile sonuçlanması nedeniyle bu senet dolayısıyla katılanlar hakkındaki icra takibinin sonuçsuz kalmasına ve köy tüzel kisiliginin alacagının tahsil edilememesine,

 yine 02/09/2005 tarihli ……… faturalı 70 TL.lik harcamanın köy gider defterine 90 TL. olarak yazılmasıyla aradaki 20 TL.nin ve 10/11/2006 tarihinde Alasehir Mal Müdürlügüne 12 TL. yatırıldıgı halde köy gider defterine 1.200 TL. olarak kayda alınmasıyla da aradaki 1.188 TL.nin gider olarak fazla gösterilmesi ve bu suretle de köy tüzel kisiliginin zararına neden olması biçiminde gerçeklestirdigi anlasılan ve zimmet kastı saptanamayan eylemlerinin zincirleme biçimde görevi kötüye kullanma suçunu olusturacagı gözetilmeden, yetersiz gerekçe ile yazılı sekilde beraat kararı verilmesi,

 Sonuç: Kanuna aykırı ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüs oldugundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA

**ZİMMET SUÇU BERAAT KARARLARI**

  • ALINDIGINDA SANIĞIN KİSİSEL ÇIKAR SAGLADIGINA, MAL EDİNME VEYA SAHİPLENME KASTIYLA HAREKET ETTİGİNE İLİSKİN ALEYHİNDE KESİN  VE İNANDIRICI DELİL BULUNMAMAMASI NEDENİYLE BERAAT KARARI

Yargıtay  5. Ceza Dairesi’nin  2007/42 Esas  2011/24609 Karar  Sayılı 29-11-2011 Tarihli ilamı şu şekildedir.

Dava: Zimmet suçundan sanık …. ……’nın yapılan yargılanması sonunda; beraetine dair, …….1. Agır Ceza Mahkemesinden verilen 11/11/2005 gün ve 2003/283 Esas, 2005/459 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi katılan vekili tarafından istenilmis oldugundan dava evrakı Yargıtay C. Bassavcılıgından tebligname ile daireye gönderilmekle incelenerek geregi düsünüldü:

Karar: Zimmet sekli bir suç olmayıp olusabilmesi için diger unsurlarının yanında sanıkta temellük kastının da bulunması gerektigi, is yogunlugu, miktarın azlıgı ve savunma nazara alındıgında sanıgın kisisel çıkar sagladıgına, mal edinme veya sahiplenme kastıyla hareket ettigine iliskin aleyhinde kesin ve inandırıcı delil bulunmadıgı anlasılmakla teblignamede bozma öneren düsünceye istirak edilmemistir. Sonuç: Delilleri takdir ve gerekçeleri gösterilmek suretiyle verilen beraet hükmü usul ve kanuna uygun oldugundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün teblignameye aykırı olarak ONANMASINA

Sizlere zimmet suçu beraat kararları nı sunmaya çalıştık. Sizlerin de zimmet suçu beraat kararları veya zimmet suçu ile ilgili bir avukata ihtiyacınız olursa bizlerle iletişime geçebilirsiniz.

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir