Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları 2024-2025
BANKA HESABI KULLANDIRMA BERAAT YARGITAY KARARLARI
Sizlere bu yazımızda internet kullanıcıları tarafından “banka hesabı kullandırma beraat kararları” olarak aratılan; banka hesabını kiralayan/kullandıran kişilere yönelik emsal lehe kararları paylaşacağız.
Son dönemlerde dolandırıcılar, gerçek kimliklerinin açığa çıkmaması için; dolandırdıkları kişilerden aldıkları paraları, başka kişilerin iban numarasına tahsil etmektedir. Bu hesap kullanmaları bazen belirli bir miktarda ücret veya komisyon ödeyerek, bazen de kullandıkları kişileri aldatarak yapmaktadırlar. Dolandırılan kişi de haliyle gerçek dolandırıcının kim olduğunu bilmediği için, ibanına gönderdiği kişiyi şikayet etmektedir ve mahkemeler de genelde ibanının kullandıran/kiralayan kişiye TCK 158’e göre göre nitelikli dolandırıcılık suçundan veya TCK 157’ye dolandırıcılık ceza vermektedir. Hatta müşteki hesabından kendisinin haberi olmadan alındığını iddia ederse veya gerçekten haberi olmadan hesabından alındıysa, TCK 142’de yer al nitelikli hırsızlık suçundan da ceza alabilmektedir.
Maalesef TCK 158’de yer alan nitelikli dolandırıcılık suçu şikayete ve uzlaştırmaya tabi değildir. Yine TCK 142’de yer alan nitelikli hırsızlık suçu da şikayete ve uzlaşmaya tabi değildir. İbanını kulllandıran/kiralayan kişi, İbanın kiralandığı/kullanıldığı zaman diliminde kaç kişi dolandırıldıysa, o kadar kez TCK 158’den, TCK157’den ve TCK 142’den ceza almaktadır. Bu durumlarda, sanık lehine yapılabilecek tek şey TCK 168’e göre etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak olmaktadır.
Çoğu zaman iban kiralarayan/kullandıran kişinin dolandırıcılık eyleminden veya nasıl bir dolandırıcılık yapıldığından haberi olmamaktadır. Gerçek dolandırıcılar da, genelde banka hesabına gelen paraları elden aldıkları için; iban kiralarayan/kullandıran kişilerin gerçek dolandırıcıları ispat etmesi de zor olmaktadır.
Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları
Kanun koyucunun bu konuyla alakalı önlemler alması gerektiği kanaatindeyiz. Özellikle TCK 158 kanaatimizce şikayete ve uzlaştırmaya tabi olmalıdır. Alternatif olarak ibanını kiralayan kişi dolandırıcılık suçundan değil de TCK’ya eklenecek “iban kiralama/kullandırma” şeklinde başka bir suçtan ceza alabilir. Ama her halükarda iban kiralayan kişilerin, kiraladığını itiraf etmesi halinde, gerçek dolandırıcıların bilgisini vermesi halinde; soruşturma ve kovuşturma makamlarınca aktif soruşturma yapılması gerektiği kanaatindeyiz.
Bu bilgiler ışığında, belki bir nebze faydası olur düşüncesi ile; iban kiralama kullandırma ile alakalı emsal Yargıtay, istinaf ve anayasa mahkemesi kararını paylaşıyoruz.
Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları
Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları
- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2024/24160E. 2025/3482K. Sy. 30/04/2025 tarihli güncel kararı şu şekildedir:
“MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI: 2007/447 E. 2010/54 K.
SUÇ: Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
KARAR: Mahkumiyet
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN: Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: İlgili kararın kanun yararına bozulması
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.08.2007 tarihli iddianamesi ile hükümlü hakkında nitelikli hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 142/2-e maddesi uyarınca açılan dava ile yapılan yargılama neticesinde İzmir 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.01.2010 tarihli kararı ile sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 244/4, 62, 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 1.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, aynı Kanun’un 51. maddesi uyarınca verilen hapis cezasının ertelenmesine ve 2 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, söz konusu kararın, temyiz edilmeksizin 26.04.2010 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi düzenlendiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309/1. maddesi uyarınca, 17.09.2024 tarihli ve 2024/8936 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 01.10.2024 tarihli ve KYB-2024/98272 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre; müşteki …’in banka hesabından bilgisi olmadan çekilen 2.000,00 Türk lirasının sanığın hesabına aktarılmasından sonra sanık tarafından bu paranın Rusya Devletinde bulunan kişilere gönderilmesi eylemi nedeniyle sanık hakkında bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinden bahisle mahkûmiyet kararı verilmiş ise de,
sanığın aynı eylemleri nedeniyle müştekiler … ve …’un şikâyeti ile açılan Sinop Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/71 sayılı soruşturma dosyasında, suça konu olayın müştekilerinin ayrı kişiler olması ve banka hesaplarının farklı illerde olması gerekçesi ile müşteki … yönünden tefrik kararı verilerek Sinop Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/528 sayılı soruşturma dosyasına kaydının yapılmasını takiben, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına yetkisizlik kararı verilmesi sonrasında,
incelemeye konu kamu davasının iddianamesinin düzenlendiği, diğer müşteki … yönünden Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/71 soruşturma sayılı dosyasından soruşturmasının devamına karar verilmesinin ardından, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına yetkisizlik kararı verilmesini müteâkip, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 17/07/2007 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda, bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle hırsızlık suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2014 tarihli, 2007/468 esas, 2014/89 sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 20/06/2016 tarihli ve 2016/6021 esas, 2016/11619 karar sayılı ilâmı ile; \”Dosya kapsamına göre; sanığın öğrenci olduğu Sinop ilinde internet ortamında ICQ proğramında tanıştığı Rusya Devletinde bulunan kişilerin sanığa şirketlerinin bilgisayar yazılımı yaparak Türkiye’de bulunan firmalara sattıklarını ancak ücretlerin ödenmesinde problem yaşadıklarını bu nedenle de firmalar ile aralarında çıkacak anlaşmazlıkları çözecek iyi derecede ingilizce bilen eleman aradıklarını söyleyerek iş teklif ettikleri, sanığın da öğrenci olması nedeniyle harçlığını çıkarmak için teklifi kabul ettiği,
bu kişilerin sanığın hesabına suç tarihinde para havale ederek bu parayı… vasıtasıyla göndermesini istedikleri, sanığın iş sözleşmesini göndermelerini istediğinde ise sana güvenmemiz için bu havaleleri gönder sonra sözleşmeyi göndereceğiz demeleri üzerine sanığın havaleyi gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında; sanığın savunmasının aksine suç kastı ile hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeter bir delil bulunmadığı gözetilmeden beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine karar verilmesi,\”
şeklindeki bozma kararını müteâkip, mahkemesince yeniden karar verilmek sureti ile sanığın, banka hesabına gelen paraları Rusya Devletinde bulunan kişilere göndermesi eyleminin üzerine atılı bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle hırsızlık suçunda, sanığın savunmasının aksine suç kastı ile hareket ettiğine dair mahkûmiyetine yeter bir delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmiş olduğu ve anılan kararın 01/06/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, sanığın benzer nitelikteki eylemleri nedeniyle yapılan incelemeye konu yargılama sonucunda sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
1. Katılanın, 16.09.2005 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatında, 14.09.2005 tarihinde İzmir Garanti Bankası Kıbrıs Şehitleri Şubesinden arandığını ve 08.09.2005 tarihinde hesabından 2.000,00 TL paranın EFT yöntemi ile Sinop…. Şubesinde …. numaralı hükümlünün hesabına geçirildiğini ve bu kişi tarafından da bu paranın çekildiğini öğrendiğini beyanla şikayetçi olduğu belirlenmiştir.
2. Hükümlünün aşamalarda, olay tarihinde doktora öğrencisi olduğunu, ICQ programından Ruslarla konuşurken kendisine bilgisayar programı sattıklarını ancak iyi İngilizce bilen bir kişiyi aracı kılmak istediklerini belirtip kendisini bayi olarak kullanmak istediklerini teklif ederek bu bilgisayar programından %5 kar payı vereceklerini söylediklerini, bunlara inanıp kimlik ve hesap bilgilerini verdiğini, ertesi gün kendisini arayıp hesabına para yatırıldığını, bu parayı bildikleri hesaba göndermesini istediklerini, kendisinin de hesabına aktarılan parayı bildirilen hesaba havale ettiğini, olay nedeniyle kendisinin de kandırıldığını belirttiği belirlenmiştir.
3. Cari hesap ekstresine göre, hükümlüye ait hesaba …’a ait hesaptan 07.09.2005 tarihinde 1.400,00 YTL; 08.09.2005 tarihinde ise yine hükümlüye ait hesaba katılan …’a ait hesaptan EFT aracılığıyla 2.000,00 YTL para gönderildiği ve hükümlü tarafından bu paranın çekildiği belirlenmiştir.
4. Sinop Cumhuriyet Başsavcılığının 08.03.2007 tarihli tefrik kararı ile olayın müştekilerinin ayrı kişiler olması ve işlem yapılan hesapların farklı illerde olması nedeniyle soruşturma evrakının müştekiler yönünden tefrikine karar verildiği ve dosyanın müşteki … yönünden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına yetkisizlik kararı ile gönderildiği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 17.04.2007 tarihli iddianamesi ile, hükümlü hakkında 5237 sayılı Kanun’un 142/2-e maddesi uyarınca açılan dava ile yapılan yargılama neticesinde Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.02.2014 tarihli kararı ile
\”07.09.2005 tarihinde katılanın Garanti Bankası …. Şubesi’nden 3.500,00 TL’nin EFT internet aracılığıyla inceleme dışı sanık A.G.K.’nın Koçbank …. Şubesine aktarıldığı, 1.400,00 TL’nin hükümlünün Sinop …. Şubesine aktarıldığı, sanıklar yargılama sırasında internet ortamında kandırıldıklarını Rus bir şahsın talebi üzerine hesap numaralarını verdiklerini ve bu işlemleri komisyon karşılığı yaptıklarını belirtmiş olup katılanın bilgisi dışında hesabına girilip hesabından internet aracılığıyla para aktarımının temini bilişim yoluyla hırsızlık suçunu oluşturduğu\” gerekçesiyle hükümlü hakkında 5237 sayılı Kanun’un 142/2-e, 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
bu hükmün hükümlü müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 20.06.2016 tarihli ve 2016/6021 Esas, 2016/11619 Karar sayılı kararı ile \”Dosya kapsamına göre; sanığın öğrenci olduğu Sinop ilinde internet ortamında ICQ proğramında tanıştığı Rusya Devletinde bulunan kişilerin sanığa şirketlerinin bilgisayar yazılımı yaparak Türkiye’de bulunan firmalara sattıklarını ancak ücretlerin ödenmesinde problem yaşadıklarını bu nedenle de firmalar ile aralarında çıkacak anlaşmazlıkları çözecek iyi derecede ingilizce bilen eleman aradıklarını söyleyerek iş teklif ettikleri, sanığın da öğrenci olması nedeniyle harçlığını çıkarmak için teklifi kabul ettiği, bu kişilerin sanığın hesabına suç tarihinde para havale ederek bu parayı… vasıtasıyla göndermesini istedikleri,
sanığın iş sözleşmesini göndermelerini istediğinde ise sana güvenmemiz için bu havaleleri gönder sonra sözleşmeyi göndereceğiz demeleri üzerine sanığın havaleyi gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında; sanığın savunmasının aksine suç kastı ile hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeter bir delil bulunmadığı gözetilmeden beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine karar verilmesi\”
nedeniyle bozulmasına karar verilmesini müteakip Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.01.2017 tarihli kararı ile bozma kararına uyularak hükümlünün savunmasının aksine suç kastı ile hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeter bir delil bulunmadığı gerekçesiyle 5271 sayılı Kanun’un 223/2-e maddesi uyarınca beraat kararı verildiği ve bu karara karşı hükümlü müdafiinin istinaf başvurusunda bulunduğu,
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 04.05.2017 tarihli ve 2017/1106 Esas, 2017/1003 Karar sayılı kararı ile istinaf başvuru talebinin temyiz mahiyetinde kabulü ile Yargıtayca değerlendirilip karar verilmek üzere, 5271 sayılı Kanun’un 279/1-b maddesi uyarınca hükümlü müdafiinin istinaf başvurusunun reddine, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine tevdiine karar verildiği, Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesince hükmün istinaf kararı ile 01.06.2017 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi düzenlendiği belirlenmiştir.
5. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 20.06.2016 tarihli ve 2016/6021 Esas, 2016/11619 Karar sayılı kararı da dikkate alınarak, Rusya devletinde bulunan kişilerin, bilgisayar yazılımı yaparak Türkiye’de bulunan firmalara sattıklarını ancak ücretlerin ödenmesinde problem yaşadıklarını, iyi derecede İngilizce bilen bir eleman aradıklarını söyleyerek iş teklifinde bulundukları hükümlünün, öğrenci olması nedeniyle harçlığını çıkarmak için bu teklifi kabul ettiği ve 08.09.2005 tarihinde Rusya devletinde bulunan bu kişilerin hükümlünün hesabına katılanın hesabından para havale ettikleri ve bu parayı… aracılığıyla göndermesini istedikleri,
hükümlünün de hesabına gönderilen parayı belli bir komisyon karşılığında bu şahıslara havale ettiğinin anlaşılması karşısında, hükümlü hakkında, savunmasının aksine suç kastı ile hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığından atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR 1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. İzmir 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.01.2010 tarihli ve 2007/447 Esas, 2010/54 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. 5271 sayılı Kanun’un 309/4-d maddesi uyarınca bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirdiğinden, hükümlü hakkında mahkemece hükmedilen bu CEZANIN KALDIRILMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.04.2025 tarihinde karar verildi ”
Burada sanık “Rusya’dan birilerinin Türkiye’de birilerine yazılım sattığı ve kendisine iş teklif ettikleri, sanığın hesabına para tahsil ettiklerini ve bu parayı göndermeleri halinde iş yapacaklarını ve kendisine de komisyon vereceklerini” belirtmesine rağmen sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir. Burada kanun yararına bozma yoluna gidilmiş ve sanığın beraatine karar verilmesi gerekir şekinde karar kanun yararına karar bozulmuştur. Faydalı olmasını diliyoruz.
Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları

Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları
- Yargıtayın bir diğer kararı da şu şekildedir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/16966 E. ve 2024/7470 K. Sy. 04/06/2024 tarihli kararı şu şekildedir :
“…
. III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanıklardan …….’ın kendisini, katılan ve şikayetçilere emniyet görevlisi veya Cumhuriyet savcısı olarak tanıtıp terör örgütüne hesaplarından para transferi yapıldığını, kendilerinin kurtarılması amacıyla bildirdiği hesap numaralarına para yatırmaları gerektiğini söyleyeceği yönünde oluşturduğu plan kapsamında, ilk etapta sanık … ile görüşerek olayı anlattığı, ondan aktif hesap numaralarını temin etmesini istediği ve yapacağı dolandırıcılık eylemleri ile ilgili olarak kendisine pay vereceğini belirttiği, …’in de …’e durumu anlattığı, … ve …’in dosyada bilgileri bulunan kişilere ait banka kartları ve hesap numaralarını temin ederek İrfan’a verdikleri, İrfan’ın da katılan ve şikayetçileri değişik tarihlerde arayıp kendisini polis
ve Cumhuriyet savcısı olarak tanıtarak terör örgütünün para transferi yaptığı olayı kapatmak için vereceği hesap numaralarına para yatırmalarını talep ettiği, katılan ve şikayetçilerin de buna inanarak değişik tarihlerde verilen banka hesap numaralarına paraları yatırdıkları, yatırılan paraların …, … ve katılan … yönünden de sanık … tarafından çekilerek İrfan’a verildiği, böylece sanıklar … ve …’in tüm katılanlar ve şikayetçiler yönünden sanık …’ın eylemlerine yardım ettikleri, sanık …’in de katılan … yönünden İrfan’ın eylemine yardım ettiği, sanıklar … ve …’in katılan … dışındaki kişilerle uzlaştıkları, sanık …’ın katılan ve şikayetçilerle, sanık …’in ise ……… ile uzlaşamadığı kabul edilerek sanıkların Hukuki Süreç başlığında yazılı şekilde cezalandırılmalarına dair temyiz incelemesine konu hükümlerin kurulduğu anlaşılmıştır
…
, 2. Sanık …’in, sanık …’i komşusu olduğu ve aynı iş yerinde çalıştıkları için tanıdığını, kendisine para geleceğini ancak kartının iptal olduğunu söyleyince güvendiği için hesap numarasını verdiğini ve hesabına gelen paradan pay almadığını savunması; sanık …’in sanık … dışında tanıdığı kişilerden de benzer bahanelerle hesap ve kart bilgilerini aldığının ve bu kişiler gibi sanık …’in de …’le tanışıklığından dolayı duydukları güvenle hesap ve kart bilgilerini paylaştığının anlaşılması karşısında, sanığın diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiğine dair cezalandırılmasına yeterli kesin, inandırıcı ve her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkûmiyetine hükmedilmesi,
… Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları
B.Sanıklar …, … ve … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen incelemeye konu kararına yönelik sanıkların temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.06.2024 tarihinde karar verildi”
Sanık X, komşusu Sanık Y’den “kendisinin kartının ve hesabını kullanmadığını” söylerek banka hesabını kullanmak istemiştir ve bu bahaneyle hesabına dolandırıcılık yaptığı kişilerden parlar tahsil etmiştir. Sanık Y bu durumu mahkemeye izah etmesine ve başkalarının hesaplarını da bu şekilde kullandığını beyan etmesine rağmen; Sanık Y’ye ceza verilmiştir. Burada Sanık X’in eylemlerine iştirak ettiğine dair kastı ve delil bulunmadığını için beraatine karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları
- Şimdi sizlere emsal Bölge Adliye Mahkemesi kararını paylaşıyoruz. Burada mahkeme beraatine karar vermemiştir ancak; sanığın iddialarının araştırılması yönünde hüküm kurmuştur
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi 2024/2192 Esas 2024/3237 Karar 11-12-2024 Tarihli kararı şu şekildedir.
“Sanığın, PTT A.Ş …. Şubesi nezdindeki hesabını kullanarak spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek bahis ya da şans oyunlarıyla bağlantılı olarak para nakline aracılık ettiği bu suretle atılı suçu işlediğinin iddia olunduğu olayda;
Sanığın aşamalardaki savunmalarında atılı suçlamayı kabul etmeyerek, olay tarihlerinde mahalledeki kahvehaneden tanıdığı … isimli bir şahsın elektronik eşya ticareti yaptığını, kendi hesaplarını kullanamadığını söyleyerek kendisinden banka hesap bilgilerini istediğini, bu şahsa suç konusu birlikte 10a yakın banka hesabına ait banka kartlarını teslim ettiğini, hesaplarının yasadışı bahiste kullanıldığını bilmediğini öne sürmüş olması,
hükme esas alman bilirkişi raporunda sanığın hesabına 10/05/2017-13/02/2028 tarihleri arasında 2.421 işlemde farklı çok sayıda kişi tarafından 232.447 TL sı para girişinin olduğunun, sanığın ticari faaliyetinin bulunmaması ve gerçekleştirilen transferlerin düşük tutarlı ve küsuratsız transferlerden oluşmasının hesabın yasa dışı bahis faaliyetinde kullanılan hesap tipinde olduğunu gösterdiğinin mütalaa edilmiş olmasına karşılık incelenen hesap hareketleri ve işlem açıklamalarına göre açıkça hesabın suçta kullanıldığına dair bir tespit yapılmamış olması karşısında;
1-Maddi gerçeğin hiç bir kuşkuya yer vermeksizin ortaya konulabilmesi bakımından; sanığın banka hesaplarına para gönderen veya sanığın hesaplarından para gönderilen şahıslardan öncelikle yetki alanı içinde ikamet edenler olmak üzere kanaate yetecek sayıda kişinin tanık sıfatıyla dinlenerek, sanığı tanıyıp tanımadıkları, parayı ne amaçla gönderdikleri veya aldıkları,
bahsi ya da şans oyunu oynayıp oynamadıkları, oynuyorlarsa bunları kimin düzenlediği, nasıl oynandığı hususlarında beyanları alınarak sanığın banka hesaplarından bahis yada şans oyunlarıyla bağlantılı olarak para nakline aracılıkta kullanılıp kullanılmadığının tespit edilmesi, varsa sanık hakkında benzer suçtan açılmış bulunan kamu davalarına ait dosyaların getirtilerek incelenmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin örneklerinin dosya içine alınması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması,
2-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin son işlem tarihi olan 22/01/2018 tarihi yerine 26/09/2022 tarihi olarak yazılmış olması, Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin istinaf nedenleri bu sebeple yerinde görüldüğünden hukuka aykırılık nedeniyle CMK’nın 289/1. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün BOZULMASINA,
Kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, Dosyanın hükmü veren ilk derece mahkemesine İADESİNE, CMK.nın 286/2-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11/12/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi”
Kararda sanık hesabı kendisinin kullanmadığı ve kahveden tanığı arkadaşına hesap kartlarını verdiğini iddia etmesine karşın; mahkeme iddiaları araştırmadan cezalandırma yoluna gitmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi de sanığın iddialarını araştırılması gerektiğini belirterek kararı bozmuştur.
Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları
- Şimdi sizlerle iddialarının araştırılması gerektiğine dair bir diğer lehe emsal karar olan Anayasa Mahkemesi’nin kararını paylaşıyoruz.
Anayasa Mahkemesi’nin 2021/10332 Sayılı 18/7/2024 Karar Tarihli Eşref Bingöl Başvurusu şu şekildedir
“4. Başvurucu; birinci celsede yaptığı savunmasında müştekiyi tanımadığını, mahalleden tanıdığı F.S.nin bankaya kredi borcu olduğu için hesabını kullanamadığını söyleyerek amcasının göndereceği parayı çekmek için banka hesabını kullanma hususunda kendisinden yardım istediğini, kendisinin de hesabına yatan parayı bankadan çekerek F.S.ye verdiğini ifade etmiştir.
Dolandırıcılık eylemini gerçekleştirenin kendisi olmadığını, F.S. tarafından dolandırıldığını, bu kişinin açık adresini bilmemekle beraber sosyal medya hesabını ve fotoğraflarını kolluk görevlilerine verdiğini, müştekiyi arayan numaranın kime ait olduğunun araştırılmadığını, bankadan para çekerek F.S.ye verdiği ana ilişkin kamera kayıtlarının temin edilmediğini, F.S.nin 0545…1485 numaralı telefonu kullandığını, F.S.nin mahkeme huzuruna çağrılarak dinlenmediğini belirterek isnat edilen suçlamayı reddetmiştir.
5. Yine aynı celsede mahkeme görevlisi, başvurucunun F.S.nin kullandığını belirttiği telefon numarasını (0545…1485) aradığında GSM Operatöründe kayıtlı böyle bir numaranın olmadığı anlaşıldığı hususunu Mahkemeye bildirmiş, Mahkeme bu hususu tutanağa geçirmiştir.
6. İkinci celsede sanık müdafiinin celse arasında Mahkemeye gönderdiği yazılı savunmada; müvekkilinin (başvurucu) bahse konu paranın hesabına yatırılmasından dolayı yargılandığını, söz konusu paranın müvekkilinin hesabına yatmasının nedeninin mahalleden tanıdığı F.S.nin bankaya kredi borcu olduğu için hesabını kullanamadığını söylemesi ve bunun üzerine arkadaşına hesap bilgilerini vermesi olduğunu, bunu arkadaşına yardım etmek için yaptığını, hesabına yatan parayı F.S.ye verdiğini, hiçbir maddi menfaatinin olmadığını belirtmiştir.
Ayrıca bu hususların tespiti amacıyla F.S.nin bulunup dinlenilmesi ve banka kamera kayıtlarının elde edilmesini talep etmiş, ancak Mahkeme “dosyadaki mevcut delil itibariyle, tevsi tahkikat taleplerinin yargılamaya bir katkı sağlayacak nitelik taşımadığı” gerekçesiyle talepleri reddetmiş, başvurucunun atılı suçtan hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.
… Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları
II. DEĞERLENDİRME
10. Başvurucu; mahalleden tanıdığı F.S.nin bankaya kredi borcu olduğu için hesabını kullanamadığını söyleyerek amcasının göndereceği parayı çekmek için kendisinin banka hesabını kullanma hususunda yardım istediğini, hesabına yatan parayı bankadan çekerek F.S.ye verdiğini, dolandırıcılık eylemini gerçekleştirenin kendisi olmayıp F.S.nin kendisini dolandırdığını belirtmiştir.
Ayrıca bu kişinin açık adresini bilmemekle beraber sosyal medya hesabını ve fotoğraflarını kolluk görevlilerine verdiğini, müştekiyi arayan numaranın sahibinin kim olduğunun araştırılmadığını, bankadan para çekerek F.S.ye verdiği ana ilişkin kamera kayıtlarının temin edilmediğini, F.S.nin Mahkeme huzuruna çağrılıp dinlenilmediğini, bu husustaki tevsi-i tahkikat taleplerinin 26/12/2018 tarihli ikinci celsede reddedildiğini ileri sürerek adil yargılanma hakkı ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.
Adalet Bakanlığı görüşünde; başvurucunun duruşmada lehine olan hususları ileri sürebildiği, aleyhine olan delillere karşı çıkabildiği, yargılamaya konu olayı Mahkemede kendi açısından anlatabildiği ifade edilmiştir.
… Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları
19. Somut olayda Mahkeme, müştekinin para yatırdığı hesap bilgilerini başvurucunun F.S. isimli arkadaşına verdiğine yönelik savunmasına karşılık “sanık savunmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu” şeklindeki gerekçe ile başvurucu hakkında mahkûmiyet kararı vermiştir.
20. Başvurucu, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde ısrarla para çekme eylemini mahalleden tanıdığı F.S.ye yardım etmek amacıyla gerçekleştirdiğini ifade etmiştir. Başvurucu, kolluk ifadesinde bu kişinin eşkâlini vermiş; amcasıyla araç kiralama işi yaptığını beyan etmiş; F.S.ye ait olduğunu ileri sürdüğü fotoğrafları kolluk görevlilerine teslim etmiştir. Soruşturma evrakında başvurucunun bildirdiği sosyal medya hesabı ve fotoğraflar üzerinden F.S.nin kimlik ve adres bilgilerinin belirlenmesine ilişkin çalışma yapıldığına dair herhangi bir kayıt bulunmadığı görülmüştür.
Başvurucu, kovuşturma evresinde F.S.ye ait olduğunu ileri sürdüğü bir cep telefonu numarasını Mahkemeye bildirmiştir. Duruşma sırasında bir mahkeme görevlisi bu numarayı aramış ve aramaya cevap olarak operatör, GSM Operatöründe kayıtlı böyle bir numara bulunmadığını belirtmiştir.
Mahkeme, bildirilen telefon numarasını görevli tarafından arattırmak haricinde başvurucunun verdiği bilgiler çerçevesinde F.S.nin açık kimliğinin ve adres bilgilerinin tespitine ilişkin herhangi bir araştırma yapmamış; başvurucunun bu yöndeki talebini “dosyadaki mevcut delil itibariyle, tevsi tahkikat taleplerinin yargılamaya bir katkı sağlayacak nitelik taşımadığı” gerekçesiyle reddetmiştir.
21. Başvurucunun aşamalardaki beyanlarında eylemi gerçekleştiren kişinin F.S. olduğunu, F.S.nin kendisini de dolandırdığını ileri sürmesi, F.S.ye ait olduğunu iddia ettiği sosyal medya hesabını ve fotoğraflarını kolluk görevlilerine bildirmesi, kamera kayıtlarının getirtilmesini istemesi karşısında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun öngördüğü tüm ceza davalarının tek celsede bitirilmesini amaçlayan kesiksizlik ilkesinin uygulamaya geçirilebilmesi adına adı geçen kişinin kimlik ve adres bilgilerinin tespiti hususunda soruşturma evresinde delillerin toplanması gerektiği hâlde Başsavcılık tarafından yeterli araştırma yapılmadığı görülmüştür.
Bunun yanında başvurucunun anılan hususlarda ileri sürdüğü taleplerin Mahkeme tarafından soyut gerekçelerle reddine karar verilmesiyle başvurucu iddia makamı karşısında dezavantajlı duruma düşürülmüştür. Bu koşullarda Mahkemenin izlediği yöntemin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin gereklerine uygun olmadığı, başvurucunun menfaatlerini koruyan güvenceler içermediği açıktır. Bu durum, yargılamanın bir bütün hâlinde adil olmaktan çıkmasına neden olmuştur.
22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
23. Başvurucu, eşitlik ilkesinin ve gerekçeli karar hakkının da ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri şikâyeti yönünden ulaşılan sonuç gözetildiğinde başvurucunun bu iddialarının incelenmesine gerek bulunmadığına karar verilmesi gerekir.
24. Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten mahkemelere aittir (Orhan Kılıç [GK], B. No: 2014/4704, 1/2/2018, § 44). Bu bağlamda somut olayda başvurucunun dolandırıcılık suçunu işleyip işlemediği yönünde karar vermek Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararı,
sanığın beraat ettiği anlamına gelmediği gibi ihlal kararının gereklerinin yerine getirilmesi amacıyla yapılacak yeniden yargılama neticesinde sanık hakkında mutlaka beraat kararı verilmesi gerektiği anlamına da gelmemektedir. İhlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemler yerine getirildikten sonra yapılacak değerlendirmede mahkemenin delillerin takdir biçimine göre benzer veya farklı bir sonuca varması mümkündür.
…, Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının incelenmesine GEREK BULUNMADIĞINA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin İHLAL EDİLDİĞİNE, C. Kararın bir örneğinin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2018/276, K.2018/490) GÖNDERİLMESİNE,
- Beraat kararı olmasa da, verilen gerçek dolandırıcı isimlerinin araştırılması gerektiğine dair Bölge Adliye Mahkemesinin Bozma kararını sizlerle paylaşıyoruz :
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi 24.02.2025 Tarihli 2024/1253 E. 2025/342 K. sayılı kararı :
“Katılanın, ….’tan aradığını söyleyen bir şahıs tarafından aranıp bankamatik kartının yenisi ile değiştirileceğini söyleyerek kendisine ev adresini, T.C. Kimlik numarasının ilk üç hanesini söylediğini, bilahare cep telefonuna gelen şifreyi kendisine söylemesini istediğini, kendisinin de şahsın gerçekten ….’tan aradığını düşünerek cep telefonuna gelen şifreyi şahsa söylediğini, daha sonra …. Dikmen Şubesi’nde bulunan …. nolu maaş kartından bilgisi ve rızası dışında 2.650+490-TL olmak üzere toplam 3.140 TL parasının çekildiği, sanık in Finansbank nezdinde bulunan hesabına 2.650 TL ve 490 TL olmak üzere toplamda 3.140 TL paranın transferinin yapıldığı iddia ve kabul edilen dosyada;
Sanığın savunmasında adları geçen ‘un açık kimliği belli olduğundan, onun ve açık kimliği tespit edilerek isimlikişinin tanıklıktan çekinme hakları hatırlatılmak suretiyle Tanık sıfatıyla ifadelerinin tespiti ile akabinde sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi,
Kabule göre de Katılanın 30/05/2024 tarihinde verdiği dilekçesinde Sanığın zararını 15/02/2024 günü evine gelerek ödediğini belirtmesi karşısında sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekliliği, Hukuka aykırı, Cumhuriyet Savcısı ve Sanık Müdafinin istinaf istemlerinde ileri sürdüğü itirazlar bu itibarla yerinde görüldüğünden, CMK’nin 280/1. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA“
Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları
Görüldüğü üzere bu olayda da sanığın hesap bilgilerini başkasına verdiğini beyan etmesine rağmen, sanığın iddiaları araştırılmadan cezalandırılmasına karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi de, ihlal ve yeniden yargılama kararı vermiştir.
Banka hesabı kullandırma ile ilgili emsal kararları sizlerle paylaşmaya çalıştık. Sizlerin de banka hesabı kullandırma ile ilgili bir avukata ihtiyacınız olursa bizlerle iletişime geçebilirsiniz.
iban kiralama beraat yargıtay kararları , iban kullandırma beraat yargıtay kararları , banka hesabı kiralama beraat yargıtay kararları , iban kiralama emsal kararlar, banka hesabı kullanma emsal kararlar, Banka Hesabı Kullandırma Beraat Kararları, iban kiralama , İban kiralama beraat kararları, iban kullandırma beraat kararları, banka hesabı kiralama beraat kararları, Banka Hesabı Kullandırma Beraat Yargıtay Kararları